https://www.selaleler.com/wp-content/uploads/2024/09/Erfelekselalesi-1-768x580.jpg
Akarsu yatağının, dike yakın bir biçimde aniden düştüğü, suların yüksekten dökülerek aktığı kısmı. Daha küçük çapta olan
Bir kaynak veya kar-buz suyunun dağ yamacından fışkırarak akması şelale meydana getirebilir. Bu durumda suyun aktığı yatakla döküldüğü yatak arasında birkaç yüz metre yükseklik farkı bulunabilir. Genellikle ırmak sularının normal akışını bırakarak yüksekten döküldüğü yerlerde şelale meydana gelir. Eğer sular çok miktarda aşındırıcı madde taşıyorsa, şelalenin eteğini oyar ve duvarların parçalanarak yıkılmasına ve aşınmasına yol açar. İri döküntülerin çok az bulunduğu bölgelerde ise şelaleler görünüşlerini muhafaza ederler.
https://www.selaleler.com/wp-content/uploads/2024/09/Goksuselalesi-4-768x510.jpg
Şelalelerin en önemli özelliklerinden biri çok büyük aşındırma gücüne sahip olmalarıdır. Aşınmanın hızı, suyun düşme yüksekliğine, düşen suyun hacmine, aşağıya taşıdığı aşındırıcı maddelerin yapısına göre değişir. Çoğu zaman şelalelerin düşme hattı aşınarak, akarsu kaynağına doğru geriye kayar. Bazan da aşındırmanın yönü aşağıya yöneliktir. Böylece suların düştüğü ağız bölümü aşınarak daha yumuşak bir eğim kazanır.
Şelalelerin yüksekliğiyle döktükleri su miktarı arasında her zaman doğrudan bir bağıntı bulunmaz. 300 metrenin üstündeki şelalelerin çoğunda dökülen su miktarı azdır. Öyle ki taban bölümünde su ancak bir çiy gibi çevreye yayılır.
Şelalelerin yeryüzündeki dağılımı düzensizdir. Temel olarak üç çeşit bölgede bulunur: Bunlar yüksek platoların kenar bölümleriyle buraları kesen büyük çatlak hatlarda; karaların iç bölümlerinde bulunan yüksek yerlerde ve kıyı bölgelerinde yer alan gevşek tortul kütleler arasındadır.
selaleler.com
Akarsu yatağının, dike yakın bir biçimde aniden düştüğü, suların yüksekten dökülerek aktığı kısmı. Daha küçük çapta olan
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
ye “çağlayan” denir. Bir kaynak veya kar-buz suyunun dağ yamacından fışkırarak akması şelale meydana getirebilir. Bu durumda suyun aktığı yatakla döküldüğü yatak arasında birkaç yüz metre yükseklik farkı bulunabilir. Genellikle ırmak sularının normal akışını bırakarak yüksekten döküldüğü yerlerde şelale meydana gelir. Eğer sular çok miktarda aşındırıcı madde taşıyorsa, şelalenin eteğini oyar ve duvarların parçalanarak yıkılmasına ve aşınmasına yol açar. İri döküntülerin çok az bulunduğu bölgelerde ise şelaleler görünüşlerini muhafaza ederler.
https://www.selaleler.com/wp-content/uploads/2024/09/Goksuselalesi-4-768x510.jpg
Şelalelerin en önemli özelliklerinden biri çok büyük aşındırma gücüne sahip olmalarıdır. Aşınmanın hızı, suyun düşme yüksekliğine, düşen suyun hacmine, aşağıya taşıdığı aşındırıcı maddelerin yapısına göre değişir. Çoğu zaman şelalelerin düşme hattı aşınarak, akarsu kaynağına doğru geriye kayar. Bazan da aşındırmanın yönü aşağıya yöneliktir. Böylece suların düştüğü ağız bölümü aşınarak daha yumuşak bir eğim kazanır.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
suyun döküldüğü yerde geniş ve derin çukurlar meydana getirir. Bazı durumlarda bu çukurların derinliği düşme yüksekliği kadar olabilir. Şelalelerin yüksekliğiyle döktükleri su miktarı arasında her zaman doğrudan bir bağıntı bulunmaz. 300 metrenin üstündeki şelalelerin çoğunda dökülen su miktarı azdır. Öyle ki taban bölümünde su ancak bir çiy gibi çevreye yayılır.
Şelalelerin yeryüzündeki dağılımı düzensizdir. Temel olarak üç çeşit bölgede bulunur: Bunlar yüksek platoların kenar bölümleriyle buraları kesen büyük çatlak hatlarda; karaların iç bölümlerinde bulunan yüksek yerlerde ve kıyı bölgelerinde yer alan gevşek tortul kütleler arasındadır.
selaleler.com